Glokom optik sinirin fonksiyon kaybı ile karakterize olan görmeyi tehdit eden ciddi bir hastalıktır.
Glokom tedavi edilmezse görme kaybına neden olabilir. Glokomun en sık karşılaşılan sebebi göz tansiyonu yüksekliğidir.
En sık gözlenen glokom şikayetleri:
Eğer göz içi basıncı çok yüksek seviyelerde değilse hastalık hiçbir belirti vermeden sinsi olarak seyredebilir. Bu nedenle glokomu olan pek çok hastaya tanı ilerlemiş dönemde konulur. Glokom, çoğunlukla başka bir nedenle göz muayenesine başvuran hastalarda tesadüfen teşhis edilir. Ayrıca, bir kısım hastada akut glokom krizi denilen ve göz içi basıncının ani olarak çok yüksek seviyelere çıkmasıyla ortaya çıkan; şiddetli göz ağrısı, baş ağrısı, gözde kızarma gibi bir tabloyla kendini gösterir. Bu durumda acil tedavi gerekir.
Normalde göz içi basıncı 10-20 mm Hg (milimetre civa) düzeyindedir. Göz içi basıncının 20 mm Hg’nın üzerinde bulunması çoğunlukla glokomu düşündürür, ancak sadece göz içi basıncının yüksek bulunması, glokom teşhisi için yeterli değildir. Çünkü göz içi basıncı 20 mm civanın üzerinde olduğu halde normal olan gözler olduğu gibi, göz içi basıncı 20 mm civanın altında olmasına rağmen glokomlu olan gözler de mevcuttur.Burada kesin tanı görme alanı ve OCT testleri yoluyla konur.Takip için ise, testlerin 3-6 ay aralıklarla tekrarlanması gerekir.
Açık açılı glokom: En sık karşılaşılan glokom tipidir. Açık açılı glokomda; göz sıvısının kan damarlarına ulaşmasını sağlayan kanalcıklarda normalde olmaması gereken bir tıkanıklık durumu söz konusudur. Bu tıkanıklık nedeni ile göz sıvısı birikir ve göz içi basıncını arttırır. Göz içi basıncının yüksek olması göz sinirine zarar verir ve tedavi edilmediği takdirde körlüğe kadar giden görme kaybına neden olabilir.
Kapalı açılı glokom: Glokomlu hastaların %5-10 kadarını oluşturur. Bu tip glokom çok gürültülü bir tabloyla ortaya çıkar. Açı kapanması glokomu veya akut glokom krizi olarak isimlendirilen bu tabloda; aniden gözde şiddetli ağrı, kızarıklık, görmenin bulanıklaşması, azalması, ışığa hassasiyet, bulantı, kusma belirtileri ortaya çıkar. Bu şikayetlerle doktora başvuran hastalarda göz tansiyonu genellikle 40-50 mm civa veya daha yüksek seviyelerde bulunur. Bu yüksek göz tansiyonunun acilen ilaç veya cerrahi düşünülmesi gerekir.tedavisiyle düşürülüp hastanın ameliyata alınması ve probleminin halledilmesi gerekir. Aksi halde, hasta doktora başvurmakta gecikirse bu yüksek göz tansiyonu ile birkaç gün içinde tam görme kaybı oluşur.
Sekonder glokom: Sekonder glokomda, göz içi basıncının yükselmesine neden olan bir hastalık durumu söz konusudur. Göz içi kanamaları, göz içi iltihapları, şeker hastalığı, göze gelen darbeler (travma), ileri dönemdeki katarakt gibi farklı nedenler sekonder glokoma yol açabilir.
Öncelikle hastanın göz tansiyonu, ya gözdeki sıvının üretimini kısarak ya da çıkışını arttırarak düşürülür. Bu iki yöntem için kullanılan ilaçlar vardır. Bu ilaçlar, her gün belirli aralıklarla alınan ve de hayat boyu kullanılan ilaçlardır. İlaç tedavisine rağmen hastanın göz tansiyonu düşmüyor ve görme alanı daralıyorsa; uygulanacak tedavi yöntemi ameliyattır.
Ameliyatla, gözün beyaz kısmında göz içi sıvısının drenajını kolaylaştıracak bir delik açılır. Dışarıdan görünmeyecek kadar küçük olan bu delikle, gözün içindeki fazla sıvı tahliye edilir. Ameliyat sonrası çoğunlukla glokom hastalığı ortadan kalkabilmektedir. Bu durum tüm hastalarda mümkün olmamaktadır.
Göz tansiyonu tedavisinde lazer ışını iki şekilde kullanılabilir. Birincisi; akut glokom krizi tedavisinde ve diğer gözün glokom krizine girmesinin engellenmesi amacı ile uygulanır. İkinci olarak; kronik glokom vakalarında, göz içinde yapılan sıvının dışa çıkışını kolaylaştırmak için süzgeç benzeri dışa akım kanallarına uygulanır.
İstanbul Ataşehir'de bulunan kliniğimize ulaşmak için tıklayınız.